Ali Babacan’dan ‘Samast’ değerlendirmesi
Babacan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arasında yaşanan gerginliği hayretler içinde izlediklerini söyledi.
Yargıtaydan gelen açıklamaların sadece yargısal aktivizm ya da Anayasa Mahkemesine karşı yapılmış bir saygısızlık olmadığını belirten Babacan, “Yapılan, anayasal düzeni alt üst etme teşebbüsüdür.” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Anayasa Mahkemesine yönelik sözlerini de eleştiren Babacan, “Devlet ciddiyetinin, millet sorumluluğunun en ufak kırıntısına sahip olan bir insan böyle laflar etmez. Sayın Bahçeli, ülkenin yaşadığı her krizinin ortağıdır. Nerede kriz, orada Bahçeli. Ülkemiz, onarılması güç bir hukuk krizinin ortasındayken, Bahçeli yine sahnede, yine devrede. Bunlar yetmiyormuş gibi ülkenin Cumhurbaşkanı da çıkıp önce Anayasa Mahkemesi’ne karşı açık tutum alıyor, arkasından da hakemliğe soyunuyor. Anayasa’ya göre, böyle bir konuda Cumhurbaşkanına hakemlik görevi falan düşmez. Herkesin Anayasa’nın açık hükümlerine uyması gerekir.” diye konuştu.
Babacan, bir ülkede hukuk olamadan ekonominin olamayacağını, hukukun işlemediği yerde yatırımcıları tutmanın mümkün olmayacağını belirtti.
Bir finans kuruluşunun Türkiye’deki operasyonlarını küçülteceğini açıkladığını, bir otomotiv firmasının da Türkiye’deki operasyonlarını sona erdirme kararı aldığını ifade eden Babacan, “Tüm bu olumsuzluk, tüm bu krizler dönüp dolaşıp ülkenin bütçesini, hazinesini; en çok da işçisini, emeklisini, çiftçisini, esnafını vuruyor.” dedi.
İçişleri Bakanlığının yasa dışı örgütlere yönelik operasyonları
Ali Babacan, İçişleri Bakanlığının son dönemde yoğunlaşan operasyonlarını dikkatle takip ettiklerini ancak resmin tamamına henüz vakıf olmadıklarını belirtti.
Örgütlere yönelik her gün bir operasyon gerçekleştirildiğini açıklamanın yeterli olmadığını dile getiren Babacan, “Evet, bunu yaptınız ama bir önceki bakan döneminde tüm bu mafyatik yapıların, çetelerin, organize suç örgütlerinin nasıl serbestçe hareket edebildiğinin de açığa kavuşturulması gerekiyor. Bunların, siyasetteki, bürokrasideki, yargıdaki bağlantılarının da açığa kavuşturulması gerekiyor. Bunu bilmek bizim de, tüm milletin de hakkıdır.” değerlendirmesini yaptı.
“Sosyal medya fenomenleri” üzerinden kara para aklama iddialarının da gündemi meşgul ettiğini söyleyen Babacan, “Bunların kamu bürokrasisi ve siyaset bağlantıları da kamuoyunun gündeminde. Bu konularla ilgili kamuoyunun şeffaf ve doyurucu bir biçimde bilgilendirilmesini talep ediyoruz.” diye konuştu.
Ogün Samast’ın tahliyesi
DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, Hrant Dink cinayeti hükümlüsü Ogün Samast’ın şartlı tahliyesine de değinerek, şunları kaydetti:
“12 Temmuz tarihinde TBMM Genel Kurulundan geçen bir torba yasada yer alan madde kapsamında Samast’ın tahliyesi gerçekleşti. Bu infaz yasası daha kimleri tahliye için vesile olarak kullanılacak? O gün, bu yasanın çıkarılması sırasında bir açıklamada bulunmadınız, bari bugün açıklayın. Neyi amaçlıyorsunuz, hedefiniz nedir? Kamu vicdanında kabul görecek bir hedefiniz varsa çıkın, açıklayın. Hiçbir şey söylemiyorsanız demek ki bunun arkasında başka niyetler var. Bu serbest bırakılma kamu vicdanında karşılığını bulmuş bir gelişme değil.”
“Gazze’de sadece insanlar değil, insaf, vicdan, insanlık da ölüyor”
Ali Babacan, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarında 12 bine yakın sivilin hayatını kaybettiğini, çocuk ve kadınların acımasızca katledildiğini dile getirdi.
Gazze’de yaşayan toplam 2 milyon 300 bin kişiden 1 milyon 700 bininin yerinden edildiğini vurgulayan Babacan, şöyle devam etti:
“Gazze adım adım işgal edilirken her gün çocuklar, kadınlar ölüyor. Uluslararası hukuk her gün ihlal edilirken ABD ve pek çok Avrupa ülkesinin hükümeti yapılanlara açık destek veriyor. 121 ülke zulme hayır dedi ama ekonomisi, hali vakti, askeri gücü yüksek olan ülkeler ise zulme, kıyıma ve etnik temizliğe devam için oy kullandı. Bu ülkeler suça ortak oldular. Gazze’de sadece insanlar değil, insaf, vicdan, insanlık da ölüyor.
O ülkeleri yönetenlere soruyorum; sizin derdiniz nedir? Sizin korktuğunuz bir şey mi var? Sizi acaba ne ile etki altına alıyorlar ki böyle insafsız bir tutumun, savaş suçunun ortağı oluyorsunuz? Biz biliyoruz ki o ülkelerin halkları böyle düşünmüyor ama yönetenler bir şekilde etki altında. İsrail’in her gün işlediği cinayetler karşısında bu ülkeleri yönetenlerin bu kadar aciz olmasının, bu kadar zafiyet içine düşmesinin sebebi nedir? Tarih olanların hepsini kaydediyor. Bugün olanları unutmayacağız, unutturmayacağız.”
“İsveç, ‘hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için’ anlayışına uygun tutum almalı”
Ali Babacan, NATO’nun genişlemesine destek veren bir parti olduklarını, bunun parti programında da açık şekilde yazdığını ifade etti.
Türkiye’nin daha önce bazı doğu Avrupa, Balkan ve Baltık ülkelerinin NATO’ya girişini desteklediğini, bunun hükümetten hükümete de değişmediğini anımsatan Babacan, “Bizim o dönem NATO’ya girişini desteklediğimiz ülkelerin hemen hemen istisnasız tamamı, Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecine destek veren ülkeler oldu. İsveç de baştan bu yana Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecine açık destek veren bir ülke.” dedi.
Yaşanan süreçte Türkiye’nin, İsveç’ten, terörle mücadelede NATO’nun ruhuna yakışan tarzda hareket etmesini beklediğini belirten Babacan, “İsveç’in, ‘hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için’ anlayışına uygun bir tutum alması gerekiyor. Bu tutumu bugüne kadar aldı mı almadı mı, sözler yerine getirildi mi getirilmedi mi bunu bizim dış güvenlik ve istihbarat birimlerimiz değerlendirebilir.” diye konuştu.