Eskişehir’deki saldırıda yaralanan vatandaşlar dehşeti anlattı: Yaklaşanı bıçaklıyordu
12 Ağustos Pazartesi günü akşam saatlerinde Tepebaşı ilçesi Uluönder Mahallesi’nde bulunan Şehit Rüstem Demirbaş Parkı’nda meydana gelen olayda, hücum yeleği, kask ve gözlük kullanarak yüzünü maskeyle gizleyen 18 yaşındaki Arda Küçükyetim, çay bahçesinde oturan vatandaşlara bıçakla saldırdı. Gerçekleştirilen bıçaklı saldırıda 5 kişi yaralandı. Arka Küçükyetim ise polis ekiplerince yakalanarak gözaltına alındı. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Küçükyetim, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Olayın ardından yaralanan vatandaşlardan 2’si Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne, 2’si Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne, 1’i ise Eskişehir Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde tedavisi tamamlanan 64 yaşındaki Cemal A., taburcu edildi. Eskişehir Şehir Hastanesi’ne kaldırılan 87 yaşındaki Naşit Ö.’nün ise tedavisinin yoğun bakım ünitesinde devam ettiği öğrenildi.
“CAN PAZARI OLDU, YAKLAŞANI BIÇAKLIYORDU”
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü’nde tedavi gören 64 yaşındaki Metin Korkmaz, yaşanan korku dolu anları anlattı. Saldırganın insanları bıçaklamaya başlamasıyla bir anda can pazarı yaşandığını belirten Korkmaz, “Bir tanesi koşarak geldi, birini bıçakladı. İkincisini de bıçaklayacaktı o kaçtı. Geldi önümde düştü, ben de dedim ki ‘ya yapma ayıptır’, bana ‘sana ne’ dedi. Bana da vurdu, sonra gitti. Önümde bir kişi vardı, onu göbeğinden, bir tane daha adam vardı onu da kalçasından vurdu gitti, sonra göremedim zaten. Ambulans geldi, beni buraya getirdi. Can pazarı oldu, yaklaşanı bıçaklıyordu. Caminin çay ocağıydı. Şaşırmayı geçtim, korktum bile. Motosiklet sürenler gibiydi. Saldırı beklemiyorduk, beklesek en azından bir sandalye alır adama vururdum. Adam düştü oradaki adamı bıçaklayacaktı sırtından. Ayıptır falan deyince onu bıraktı bana geldi. Bastı bıçağı gitti. Kanamamı zor durdurdular. Ameliyat yaptılar, şimdi iyiyim. İki gündür yatıyorum, iki gün daha yatacaksın diyorlar. Nasip. Caminin bahçesinde bir arkadaş daha vardı çay içecektik. Öyle olay olunca ayıralım derken, bu duruma geldik. Adamın biri, adamın birine vururken ‘yapma, etme’ dedim diye bu duruma geldim. 18-20 yaşındaymış evet, tutuklanmış ama ne yapayım. Şikayetçi olduk ama ne olacak, bu duruma geldikten sonra” dedi.
“ADAMI GÖRÜNCE TERÖRİST ZANNETTİM”
Boynuna aldığı bıçak darbesiyle yaralanan ve Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi KVC Servisi’nde tedavisi devam eden 1 çocuk babası 57 yaşındaki Cumali Özemek, ölümden döndü. Mevcut kesinin yarım santimetre daha derin olması halinde hayatını kaybedeceği belirtilen Özemek, gerçekleşen saldırı hakkında, “Caminin bahçesinde oturup, çay içiyordum arkadaşlarla. Oradan birisi geldi, elinde döner bıçağı gibi bir bıçağı sallayarak geliyordu. Boğazıma vurdu bıçağı. 7 kişiyi bıçakladı orada. Yakaladılar. Durup dururken kimsenin suçu yok. Kasklı, kadın mı erkek mi belli değildi. Herkes telaşa kapıldı, birbirine girdi millet. Adamı görünce terörist zannettim. Anca terörist yapar böyle dedim. Şu anda çok iyiyim. Doktorlar ‘iyisin’ diyorlar. Doktor, ‘eğer yarım santimetre daha kesilmiş olsaydı sen ölürmüşsün, şanslıymışsın’ diyor” diye konuştu.
“TUTTUM BEN AMA YİNE DE BIÇAK 3-4 SANTİMETRE GİRDİ”
Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Servisi’nde tedavisi devam eden 4 çocuk babası 71 yaşındaki Tevfik Arslan ise saldırganın savurduğu bıçağı tutmasına rağmen karnından ve elinden yaralandı. Bıçağın karnına 3-4 santimetre kadar girdiğini belirten Arslan, şu ifadeleri kullandı:
“Duvarın oradan genç bir çocuk geliyordu, bir baktım elinde bıçak. 20-25 santimetre uzunluğunda vardı. Bana doğru gelince tuttum ben ama yine de bıçak 3-4 santimetre girdi. Yanımdaki arkadaş bağırınca kaçtı. İleri gidince birisi çelme takıp düşürmüş, oradan da polis geçiyormuş o yakalamış. Tramvay durağının oraya girmiş, adamı arkasından vurmuş, bıçaklamış. Kaskı falan fark etmedim, yanımızdan geçiyordu. Orada arkadaşla konuşuyorduk biz. Camiden çıktık, biraz orada oturuyorduk. Sonra herkes evine gidecekti. Şimdi iyiyim, şükür bir şeyim yok. Oturduğumuz yerde kimse kimseyi tanımaz, sağdan soldan gelen herkes namazını kılar gider.”